Halk arasında “yaprak porselen” olarak bilinen porselen lamineler son yıllarda gittikçe popülerliği artan bir uygulama haline gelmiştir. Dişlerde oluşan lekelenmelerin beyazlatma işlemiyle istenen renge dönüştürülemediği, dişlerin şekil ve formundan memnun olunmayan, diş arası “diastema” dediğimiz boşlukların olduğu vakalarda kullanılmaktadır.
Lamine dişler gerek yapım aşaması gerekse kullanılan materyal açısından klasik porselen kaplamalardan daha farklıdır. Porselen kaplamalarda dişlerin tüm yüzeyinden 1-2 mm kadar bir aşındırma yapmak gerekirken, laminelerde dişlerin ön yüzeyinden 0,5-1 mm kadar bir aşındırma yapmak, bazı vakalarda hiç aşındırma yapmadan uygulama yapılabilir.
Antibiyotik kullanımından dolayı oluşan diş yapısına işlemiş geçmeyen renklenmelerde, hafif çapraşıklığın olduğu vakaların düzeltilmesinde, dişlerin boy veya şekil olarak formundan memnun olunmadığı durumlarda, dişlerde kırık sonucu veya çok fazla dolgu, kanal gibi işlem görmüş ve görsel bütünlüğün bozulmuş olduğu durumlarda, diş arası boşlukların bir bütün halinde kapatılmasında lamine dişler çözüm seçeneği olabilmektedir.
Tedaviye karar veren hastanın öncelikle başlangıç video, fotoğraf kayıtları ile birlikte ağız içi ölçüsü alınır. Alınan ölçü, kayıtlarla birlikte laboratuvara gönderilir. Hastanın şikayetleri ve beklentileri anlatılarak bu istekler doğrultusunda ön deneme yapabileceğimiz “mock-up” çalışması hazırlanır. Hasta üzerinde bu mock-up’lar yerleştirilir. Hekim ve hasta birlikte bu yeni hazırlanan dişleri görünüş, estetik ve fonksiyon açısından konuşarak değerlendirir. Hastanın istekleri ve beklentileri doğrultusunda gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra son bitim hali oluşturulur ve lamineler dişler üzerine yapıştırılır.
Ağız bakımına dikkat edip, doktor tavsiyesine uyan hastalar lamine dişlerini uzun seneler rahatlıkla kullanabilir. Laminenin yapıldığı porselen çok dayanıklı olduğu için aşınma gibi bir problemle karşılaşılmaz